Yol olurdu benim sakal
Nasreddin Hoca, gece yatakta uyurken; küçücük bir fındık sıçanı geçmiş sakalının içinden.
Hoca da birden yataktan fırlayarak, bağırıp çağırmaya, ayaklarını yerlere vurmaya başlamış.
Tavan arasından bodrum katına kadar bağıra çağıra, ayaklarını yere vuran Nasreddin Hoca; minderleri de, halıları da tersine çeviriyor ve mutfakta ne varsa büyük bir gürültüyle yerlere fırlatıyormuş.
Hoca tekrar karısının yanına döndüğünde, karısı:
– “Bu kadar gürültü patırdı yapmaya, ayaklarını güm güm yerlere vurmaya ne gerek vardı Hoca Efendi”, demiş; alt tarafı sakalından geçen küçücük bir fındık faresiydi?
Hoca’nın karısına yanıtı:
– O kadar gürültü patırdı yapmazsam, yeri göğü oynatmazsam, sonra yol olurdu benim sakal; içinden geçmedik fındık sıçanı kalmazdı.
Anladınız mı şimdi bazı durumlarda bazılarının patırtı gürültü yapmasını…