Günün fıkrası: Keramet
Günün fıkrası: Son umut
Temel kaynanasıyla birlikte Avrupa gezisine çıkacaktı, arkadaşı Dursun sordu:
-“Yahu sen hep kaynanadan yakınıp durmaz mıydın? Şimdi de Avrupa gezisine mi çıkarıyorsun?”
-“Ne yapayım Dursun, sık sık Avrupa’yı görmeden Allah canımı almasın deyip duruyor. Benimki bir umut işte..!
www.muhsinyazici.com
Günün fıkrası: Katı, Sıvı, Gaz
Dışarıdan bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınav sırasında sıraların arasında dolaşıyorlar.
Tam o sırada gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine yanıt verememiş; acıyor dama:
Günün fıkrası: Nişan
-“Abi ablam nişanlanıyor biliyorsun… Yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı. Ben sana bir şey sormak istiyorum…”
Günün fıkrası: Üç uzman muhabbeti
Arkadaşlarına dönmüş:
-“Ben ODTÜ mezunuyum, bizim okulda önce temizlik öğretilir.”
Günün fıkrası: Buradan duyulmuyor
İmam, iki metre ötesinde duran Bektaşi’ye kızmış:
-“Gizli gizli niye içiyorsun haram şarabı?”
Bektaşi’de derin bir sessizlik…
İyice kızan imam köpürmüş:
Eski zamanların birinde, atıyla gezmeye çıkan bir paşa, bir ağacın altında eğilip kalkan, mır mır mırıldanan bir adamı görür. Atını durdurup adamı seyrettiğinde namaz kılmağa çalıştığını fark edip, atından iner.
-“Bre melun! Namaz böyle mi kılınır?” Diyerek adama önce namazı anlatır.
Günün fıkrası: Dolmuş şoförüyle rahip
Dolmuş şoförüyle rahip cennete gitmişler. Cennetin kapısında melek rahib’e “Dünyadaki hayatın boyunca neler yaptın.” demiş.
Rahip:
-“Ben hayatımı insanlara adadım, onları sevdim ve yardım ettim. Hiçbir zararım dokunmadı” diye yanıt vermiş.
Melek rahibe cennetin gümüş anahtarını vermiş.
Günün fıkrası
Bir gün üniversitede bir Antepliyle İstanbullu kavgaya tutuşmuş…
Bunları sonunda üniversite sorumlusunun yanına götürmüşler.
Sorumlu sormuş:
-“Oğlum niye kavga ettiniz?”
Önce Antepli başlamış konuşmaya:
-“Hös deyim, hös deyim hömiy, yamacıma geçmiş beni kerc ediy… Sumsukluyum, sumsukluyum gitmey” demiş.
Sorumlu İstanbullu öğrenciye dönmüş ve:
-“Bir daha yabancı uyruklu insanlarla kavga edersen seni okuldan atarım” demiş.
www.muhsinyazici.com
Günün fıkrası: Erkek Beyni
Ağır bir hasta hastanede. Tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber bekliyor.
Yorgun ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkıyor.
-“Tek yaşama şansı var oda beyin nakli. Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz, tabi masraflar hastanın ailesine ait.”
Aile, şaşkın, yorgun, çaresiz…
Temel ile Fadime yaylaya çıkmışlar. Açık havada yatmışlar. Bir türlü sivrisinekler Temel ile Fadime’yi uyutmamış, bunlarda çareyi yorganının altına saklanmakta bulmuşlar.
Bir süre sonra bunların yanlarına ateş böcekleri gelmiş. Temel bir ara başını çıkarıp ateş böceklerini görünce hemen kafasını yorganın içine sokmuş ve Fadime’yi dürtmüş;
-“Ula Fadime, sivrisinekler ellerinde fenerle bizi arıyorlar…”
www.muhsinyazici.com
Annesi sabah oğlunun odasına girer:
-“Hadi oğlum uyan artık sabah oldu. Okula geç kalacaksın.”
Oğlu yarı uykulu bir şekilde gözlerini açar.
-“Anne bugün okula gitmek istemiyorum.”
-“Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım? Bana okula gitmemek için iki ciddi neden söyle!”
Günün fıkrası: Temel ile Karınca
Bir Fransız, bir Alman varmış, birde İngiliz, bir de bizim Temel varmış.
Fransız’a dikenli oda’yı vermişler. Almana ısırganlı oda vermişler. İngiliz’e de çivili oda vermişler.
Temel’e de karıncalı oda’yı vermişler.
Irgat koşa koşa ağanın yanına gelir;
-“Ağam akşam rüyamda seni gördüm.”
-“Hayırdır len nasıl gördün?”
-“İkimizde aynı uçakta seyahat ediyorduk.”
-“Eeee…”
Temel bir gece eşine sorar;
-“Fadime benden önce sevgilun oldi mi?”
Fadime;
-“Bak Temel, evun her zaman sıcak yemeğun hazır olmadi mi?”
-“Oldi daa..”
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar,
-“Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?”
Adam yanıtlar;
-“Evet, asla bir başka kadına bakmadım.”
Sorgu meleği,
-“Şuradaki Rolls-Royce’u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin..”
Ali okula yazılacakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış.
Sıra servis şoförüne gelmiş. Servis şoförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şoför hiç oralı olmamış içinden,
-“ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki?” demiş…
Ali okula yazılacakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış.
Sıra servis şoförüne gelmiş. Servis şoförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şoför hiç oralı olmamış içinden,
-“ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki?” demiş…
Oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla İsviçre’den dönmekteydi. Yanında oturmakta olan rahibe:
-“Özür dilerim peder, sizden bir iyilik isteyebilir miyim?” diye sordu.
Rahip:
-“Elbette kızım, senin için ne yapabilirim?” diye yanıtladı.
Akıl hastanesinde bir deli, okumayı yazmayı seven bir delinin yanına gelmiş.
Elinde kalın bir kitap, uzatmış:
–“Bir roman yazdım, sana bir hafta süre, oku bana fikrini belirt..”
–“Tamam, okurum…”
Bir hafta sonra kitabı iade etmiş, aralarında geçen konuşma şöyle:
–“Nasıl buldun kitabı?”
–“Çok iyi ancak içinde mevzu yok…”
Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru hocasına gider:
-“Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?”
-“Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?”
Emeklilik işlemleri için uğraşan adam sigortaya şahsen başvurur. Görevli kadın yaşını doğrulatmak için bir kimlik belgesi sorunca adam ceplerini arar, tarar ve cüzdanını evde unuttuğunu fark edince durumu anlatır.
Görevli kadın:
-”Gömlek düğmelerinizi açın o zaman” der.
Günün fıkrası: Galiba politikacı olacak
Bir gün anne-baba 18 yaşındaki oğullarını bir testten geçirmeye karar verirler.
Salondaki masanın üzerine bir miktar para, bir dini kitabı ve bir şişe şarap koyarlar.
Çocuk din kitabını seçerse din adamı, parayı seçerse işadamı, şarabı seçerse de işe yaramaz tembel birisi olacaktır bu testin sonunda… Devamı…
Japon’un biri Rize’de bir kahveye girmiş ve herkese kafa tutmuş:
-“Var mı aranızda delikanlı, varsa çıksın dışarı! “
Tahmin edeceğiniz üzere Temel kapıya doğru yürümüş.
-“Çıkıyorum ulan, görelim bakalım erkekliğini!
Birkaç dakika sonra Temel ağzı burnu dağılmış kahveye geri dönmüş.
Pesinden de Japon kasılarak içeri girmiş. Temel’i göstererek söylenmiş:
-“Ona ejderin kuyruk sallamasıyla vurdum..”
Seçmen oyunu kullandıktan sonra geri döner, sandık kurulu başkanına dönüp;
-“Ben pusulamı geri istiyorum.”
-“Geri verilmez, niçin istiyorsun.”
WordPress sürümünü güncellemeniz ve SLL güvenlik hatalarını gidermeniz gerekiyor.